Showing posts with label Lyrics. Show all posts
Showing posts with label Lyrics. Show all posts
Thursday, 8 April 2010
Lyrics: Alışırım Gözlerimi Kapamaya (I'll get used to close my eyes)
Alışırım Gözlerimi Kapamaya
http://www.youtube.com/watch?v=K-wqdwgOwDk&feature=related
"Tertemizdi sanki dünya gözlerimi açtığım anda
Hiç düşünmeden inandım masal tadında yarınlara
Yalanlar ortasında kaldı tüm çocukluk anılarım
Çizgi romanların dışında bir kahraman bulamadım
Toz pembe olmasaydı keşke tüm rüyalarım
Hep sorular sordum ama cevaplarını alamadım
Hep yalan söylenmiş hep yalan
Kavuşamadı hiç ayrılanlar, masallar gerçek olmadı
Aşık oldugum sokaklarda kimseler konuşmadı
Ama şehir hiç susmadı hep ağladı hep ağladı…
Son bir umut verse biri
Ve güzel olacak bir gün herşey dese
Ben inanirim belki de bu yalana
Ben de alışırım gözlerimi kapamaya
Bir yol görünse uzaklarda ışıklar altında son bulan
Melekler alsa beni götürse karanlığa teslim olmadan
İşkence gördü asfaltlar, çatlaklarına kan doldu
Yıkıntılar arasında kaç çocuğun hayalleri kayboldu?
İnsan neden kendini unuttu neden kendinden oldu?
Hangi yolda kaç kişi bir hiç uğruna canından oldu?
Hep yalan söylenmiş hep yalan
Ayrılanlar hiç kavuşmadı, dinlediğim masallar hiç gerçek olmadı
Kimse sandığım kadar masum kalmadı, savaş durmadı ölüm azalmadı
Son bir umut verse biri
Ve güzel olacak bir gün herşey dese
Ben inanirim belki de bu yalana
Ben de alışırım gözlerimi kapamaya."
English Translation:
I've opened my eyes as if the world is clean now
I've recklessly trusted to the taste of a fairytale about tomorrows
My childhood memories remained in the middle of lies
I did not find a hero outside the comics
I wish dust in my dreams wasn't so purple
I've asked all the questions, but didn't find the answers
Lies have been told, all lies
Couldn't reunite anything separated, tales couldn't become reality
No one talked on the streets where I fell in love
But city was never silent, it always cried... All cried...
If someone gives the last hope
And says one day everything will be fine
Perhaps I'll believe in this lie
And get used to close my eyes
If there's a road seen far away, it ends/fades up under the lights
Angels should take me away before I surrender to the darkness
Torture was seen on asphalts, fractures were filled with blood
How many children's dreams were lost among the ruins?
Why people forgot themselves, why they lost their own manners?
On which way, how many people died for nothing?
Lies have been told, all lies
Separated never reunited, tales I've heard never became reality
Nobody stayed innocent as far as I imagined; the war didn't stop, the death did not decrease…
If someone gives the last hope
And says one day everything will be fine
Perhaps I'll believe in this lie
And get used to close my eyes."
Lyrics: Sessizlik Sona Erdi (The silence has ended)
Sessizlik Sona Erdi
http://www.youtube.com/watch?v=tJiTUV2BnbM&feature=related
"Bilin bakalım bu laflar kime yazıldı, şu üç yılda kimler kaşındı
Sabrımız fazlasıyla sınandı, maNga geldi kimler dağıldı
Sessizlik sona erdi beyler, çok konuştu bu çirkefler
Başımıza otorite kesilene kadar adam olmayı öğrensinler
Dost dediğimiz adamlar gelmiş artistlik yapıyor bize şimdi
Bir de öğrendik ki arkamızdan konuşur olmuşlar …. gibi
Bahçesinde kahpelik yaptılar, sızladı Sinan’ın tüm kemikleri
Nerede okutursan okut sen değiştiremezsin eşeği
Hadi söyleyin siz de bizimle
Zıplayin şimdi bizimle
Duysun herkes şu alemde
maNga geri geldi
Ağzı olan konuşur oldu lan ülkede televizyon şenlik gibi
Ama bazılarına hiç yakışmadı, tek kurtuluşları magazin mi?
Ona buna laf atarak kendini tatmin eden bir nesil türedi
Kopyala yapıştır herşeyi, iyi de insan aklı bu kadar aciz mi?
Beş para etmez muhabbetler üstüne kurulmuş şu dünya sanki
Herkes dünyalı değil bu gezegende bak yeryüzü çok kirli
Bahçesinde kahpelik yaptılar, sızladı Sinan’ın tüm kemikleri
Nerede okutursan okut sen değiştiremezsin eşeği
Hadi söyleyin siz de bizimle
Zıplayin şimdi bizimle
Duysun herkes şu alemde
maNga geri geldi."
English Translation:
"Let's see for whom are these words written, whom they provoked these three years our patience was tested more than enough, maNga came and who got scattered
Silence has ended gentlemen, this junk talked a lot
Until authority cuts our heads off, learn to be human
People who claim they're our friends came, acting in front of us now
We've found out about their talks behind our back... kind of!
They made dirty tricks in the garden, all Sinan's bones tingled
Where you're selling, sell it; you cannot change a donkey
Come on, sing with us now
Jump with us now
Let the world know
maNga came back
Whoever has mouth started to talk, televisions like a festival in the country
But it didn't fit to some of them, is magazine the only way out?
And 'bout it he says it's satisfying new generation
Just copy-paste everything; even if it's good, is a human mind that poor?
As that world's bulled from unworthy fondles
Not everybody are living beings on this planet, look, this land is so dirty."
http://www.youtube.com/watch?v=tJiTUV2BnbM&feature=related
"Bilin bakalım bu laflar kime yazıldı, şu üç yılda kimler kaşındı
Sabrımız fazlasıyla sınandı, maNga geldi kimler dağıldı
Sessizlik sona erdi beyler, çok konuştu bu çirkefler
Başımıza otorite kesilene kadar adam olmayı öğrensinler
Dost dediğimiz adamlar gelmiş artistlik yapıyor bize şimdi
Bir de öğrendik ki arkamızdan konuşur olmuşlar …. gibi
Bahçesinde kahpelik yaptılar, sızladı Sinan’ın tüm kemikleri
Nerede okutursan okut sen değiştiremezsin eşeği
Hadi söyleyin siz de bizimle
Zıplayin şimdi bizimle
Duysun herkes şu alemde
maNga geri geldi
Ağzı olan konuşur oldu lan ülkede televizyon şenlik gibi
Ama bazılarına hiç yakışmadı, tek kurtuluşları magazin mi?
Ona buna laf atarak kendini tatmin eden bir nesil türedi
Kopyala yapıştır herşeyi, iyi de insan aklı bu kadar aciz mi?
Beş para etmez muhabbetler üstüne kurulmuş şu dünya sanki
Herkes dünyalı değil bu gezegende bak yeryüzü çok kirli
Bahçesinde kahpelik yaptılar, sızladı Sinan’ın tüm kemikleri
Nerede okutursan okut sen değiştiremezsin eşeği
Hadi söyleyin siz de bizimle
Zıplayin şimdi bizimle
Duysun herkes şu alemde
maNga geri geldi."
English Translation:
"Let's see for whom are these words written, whom they provoked these three years our patience was tested more than enough, maNga came and who got scattered
Silence has ended gentlemen, this junk talked a lot
Until authority cuts our heads off, learn to be human
People who claim they're our friends came, acting in front of us now
We've found out about their talks behind our back... kind of!
They made dirty tricks in the garden, all Sinan's bones tingled
Where you're selling, sell it; you cannot change a donkey
Come on, sing with us now
Jump with us now
Let the world know
maNga came back
Whoever has mouth started to talk, televisions like a festival in the country
But it didn't fit to some of them, is magazine the only way out?
And 'bout it he says it's satisfying new generation
Just copy-paste everything; even if it's good, is a human mind that poor?
As that world's bulled from unworthy fondles
Not everybody are living beings on this planet, look, this land is so dirty."
Lyrics: Hepsi Bir Nefes (Everything's a Breath)
Hepsi Bir Nefes
http://www.youtube.com/watch?v=5hYmWIAZ3As&feature=related
"Dünya ne verdi ki baksana; hep acı, hep dert
Boşver dünde kalsın o acılar dinecek bir gün elbet
Yıllar günler gibi akmaya başladığında
Kaldır kadehini sen de şairin satırlarına
Şu üç günlük dünyada
Ey kör anla bu yer bu gök boş
Bırak onu bunu gönlünü hoş tut hoş
Şu durmadan dağılan alemde
Hepsi, hepsi bir nefestir
Gerisi boştur boş
Dünya ne verdi ki baksana; hep acı hep dert
Ama ne acı kalacak ne de dert perde kapanınca
Zevk almayı öğrenmek gerek çok geç olmadan
Kaldır kadehini sen de şairin satırlarına
Şu üç günlük dünyada
Ey kör anla bu yer bu gök boş
Bırak onu bunu gönlünü hoş tut hoş
Şu durmadan dağılan alemde
Hepsi, hepsi bir nefestir
Gerisi boştur boş."
English Translation:
Look what world gave to you; all pain, all suffer
Never mind about the yesterday, that pain will certainly cease one day
Years, as days, begin to flow
You rise up the chalice too, for each poet's line
In that three-day world
Oh blind man, understand; this ground and this sky is empty
Leave it; keep this heart graceful
In this constantly crumbling world
Everything's a breath
The rest is blank, blank
Look what world gave to you; all pain, all suffer
But when curtains fall down neither pain shall remain, nor shall suffer
You need to learn to enjoy before it is too late
You rise up the chalice too, for each poet's line
In that three-day world."
http://www.youtube.com/watch?v=5hYmWIAZ3As&feature=related
"Dünya ne verdi ki baksana; hep acı, hep dert
Boşver dünde kalsın o acılar dinecek bir gün elbet
Yıllar günler gibi akmaya başladığında
Kaldır kadehini sen de şairin satırlarına
Şu üç günlük dünyada
Ey kör anla bu yer bu gök boş
Bırak onu bunu gönlünü hoş tut hoş
Şu durmadan dağılan alemde
Hepsi, hepsi bir nefestir
Gerisi boştur boş
Dünya ne verdi ki baksana; hep acı hep dert
Ama ne acı kalacak ne de dert perde kapanınca
Zevk almayı öğrenmek gerek çok geç olmadan
Kaldır kadehini sen de şairin satırlarına
Şu üç günlük dünyada
Ey kör anla bu yer bu gök boş
Bırak onu bunu gönlünü hoş tut hoş
Şu durmadan dağılan alemde
Hepsi, hepsi bir nefestir
Gerisi boştur boş."
English Translation:
Look what world gave to you; all pain, all suffer
Never mind about the yesterday, that pain will certainly cease one day
Years, as days, begin to flow
You rise up the chalice too, for each poet's line
In that three-day world
Oh blind man, understand; this ground and this sky is empty
Leave it; keep this heart graceful
In this constantly crumbling world
Everything's a breath
The rest is blank, blank
Look what world gave to you; all pain, all suffer
But when curtains fall down neither pain shall remain, nor shall suffer
You need to learn to enjoy before it is too late
You rise up the chalice too, for each poet's line
In that three-day world."
Lyrics: "Tek Yön Seçtiğim Tüm Yollar" (All of Your Chosen Paths Lead Into One Direction)
Tek Yön Seçtiğim Tüm Yollar
http://www.youtube.com/watch?v=hJc8gh1k1Nk&feature=related
Hani ağlamak gelir içinden ama akmaz yaş
Hani çığlığın kalır içinde, ölür yavaş yavaş
Hani gözlerin, hani gözlerin
Kağıtlara dalar, boşboş bakar
Yazmak gelir içinden ama yazamazsın
Umursamazlık bir hastalık gibi sarar kalemini kurtulamazsın
ve anlarsın…
Bedenin özgür kalsa neye yarar?
Acıtır ruhunu içinde kalanlar
Dönemezsin artık geriye,
Tek yön seçtiğin tüm yollar
Hani ansızın kaçar gidersin bütün dostlardan
Hani gün gelir, uzaklaşırsın bütün aynalardan
Hani gözlerin, hani gözlerin
Uzaklara dalar, suskun bakar
İçinde kalanları anlatamazsın
O suskunluk bir hastalık gibi sarar vücudunu kurtulamazsın
ve anlarsın…
Bedenin özgür kalsa neye yarar?
Acıtır ruhunu içinde kalanlar
Dönemezsin artık geriye,
Tek yön seçtiğin tüm yollar."
English Translation:
"You actually feel like crying but tears won’t come out
Your scream stays inside you, slowly fades away
And your eyes, your eyes dived into paper, looking blankly
You feel like writing but you can’t write
You can’t get rid of the pen wrapped into apathy like into some disease
And you realize…
What’s the gain if your body stays free?
Pain is the one which stays inside your soul
You cannot turn back anymore
All of your chosen paths lead into one direction
You suddenly run away from all of your friends
And day comes; you keep away from all the mirrors
And your eyes, your eyes dived into distances, looking speechless
You cannot explain what's left inside you
You can’t get rid of the body wrapped into silence like into some disease
And you realize…"
Lyrics: Üryan Geldim (I Came Naked)
Üryan Geldim
http://www.youtube.com/watch?v=yCJ3odRXZLo&feature=related
"Bir gece vakti ansızın fark ediverdim yalnızım
Fark ediverdim, kendime geldim, gerçegi gördüm anladım
Bir gece vakti ansızın yavaşça kalktım uyandım
Vurdum kendimi, vurdum yollara, ovaları, dağları ben astım
Arkama dönüp bakmadan, kendime sorular sormadan
Geceleri köyleri, kentleri geçtim, yürüdüm durdum güneş dogmadan
Bir gece vakti ansızın fark ediverdim yalnızım
Fark ediverdim, kendime geldim, gerçegi gördüm anladım
Üryan geldim yine üryan giderim
Var mı elde ölmemeye fermanım
Azrail gelmiş can talep eyler
Var mı, var mı ölmeye dermanım ?
Herkes kendine taparken sıkılıp durdum aynı bedenden
Kimimize düşman kimimize dostken ölümden bile korkmadım
Attım kendimi yabancı kollara, inanıp durdum bos dualara
şeytanı haktan, düşmanı dosttan, hayrı da serden ayıramaz oldum
Bir ömür sürdü hayallerim ama bir geceye sığdı tüm hüsranım
Aklımı fikrimi çelemedi yalanlar, asla yoldan çıkmadım
Bir gece vakti ansızın fark ediverdim yalnızım
Fark ediverdim, kendime geldim, gerçeği gördüm anladım
Üryan geldim yine üryan giderim
Var mı elde ölmemeye fermanım
Azrail gelmiş can talep eyler
Var mı, var mı ölmeye dermanım."
English Translation:
One night I have suddenly noticed that I'm alone
I've noticed, came to myself, I understood facts I've seen
Suddenly one night I got up slowly, I woke up
I've hit myself, caught my roads, skipped plains and mountains
Without looking back, without questioning myself
I've passed nights, villages, towns; I ran and stopped before the sunrise
One night I have suddenly noticed that I'm alone
I've noticed, came to myself, I understood facts I've seen
I came naked, I'm going naked again
Is there a decree in a hand for not to die
Angel of death came, demanding souls
Is there a cure for death, do we have it?
While everyone worship themselves, I've stopped being bored from this body
Who's our enemy, who's our friend; I even didn't got afraid of death
I threw myself into stranger arms, stopped believing into empty prayers
I'm unable to separate evil from justice, enemy from friend, good from bad
One life-time banished my visions, but my all frustrations fitted into one night
Lies didn't change my mind and thoughts; I never left the road again
One night I have suddenly noticed that I'm alone
I've noticed, came to myself, I understood facts I've seen."
http://www.youtube.com/watch?v=yCJ3odRXZLo&feature=related
"Bir gece vakti ansızın fark ediverdim yalnızım
Fark ediverdim, kendime geldim, gerçegi gördüm anladım
Bir gece vakti ansızın yavaşça kalktım uyandım
Vurdum kendimi, vurdum yollara, ovaları, dağları ben astım
Arkama dönüp bakmadan, kendime sorular sormadan
Geceleri köyleri, kentleri geçtim, yürüdüm durdum güneş dogmadan
Bir gece vakti ansızın fark ediverdim yalnızım
Fark ediverdim, kendime geldim, gerçegi gördüm anladım
Üryan geldim yine üryan giderim
Var mı elde ölmemeye fermanım
Azrail gelmiş can talep eyler
Var mı, var mı ölmeye dermanım ?
Herkes kendine taparken sıkılıp durdum aynı bedenden
Kimimize düşman kimimize dostken ölümden bile korkmadım
Attım kendimi yabancı kollara, inanıp durdum bos dualara
şeytanı haktan, düşmanı dosttan, hayrı da serden ayıramaz oldum
Bir ömür sürdü hayallerim ama bir geceye sığdı tüm hüsranım
Aklımı fikrimi çelemedi yalanlar, asla yoldan çıkmadım
Bir gece vakti ansızın fark ediverdim yalnızım
Fark ediverdim, kendime geldim, gerçeği gördüm anladım
Üryan geldim yine üryan giderim
Var mı elde ölmemeye fermanım
Azrail gelmiş can talep eyler
Var mı, var mı ölmeye dermanım."
English Translation:
One night I have suddenly noticed that I'm alone
I've noticed, came to myself, I understood facts I've seen
Suddenly one night I got up slowly, I woke up
I've hit myself, caught my roads, skipped plains and mountains
Without looking back, without questioning myself
I've passed nights, villages, towns; I ran and stopped before the sunrise
One night I have suddenly noticed that I'm alone
I've noticed, came to myself, I understood facts I've seen
I came naked, I'm going naked again
Is there a decree in a hand for not to die
Angel of death came, demanding souls
Is there a cure for death, do we have it?
While everyone worship themselves, I've stopped being bored from this body
Who's our enemy, who's our friend; I even didn't got afraid of death
I threw myself into stranger arms, stopped believing into empty prayers
I'm unable to separate evil from justice, enemy from friend, good from bad
One life-time banished my visions, but my all frustrations fitted into one night
Lies didn't change my mind and thoughts; I never left the road again
One night I have suddenly noticed that I'm alone
I've noticed, came to myself, I understood facts I've seen."
Lyrics: "Hayat bu işte" (That's life)
Hayat Bu İşte (Konuk: Tuluyhan Uğurlu)
http://www.youtube.com/watch?v=1DNTluuqsJc&feature=related
Bazen ben de terk edip gidebilsem keşke diyorum
İçimde bir İstanbul var ondan vazgeçemiyorum.
Belki sen de bir gün geçersin diye köprülerinden
Yakıp yıkamıyorum, koparıp da atamıyorum içimden
Hayat bu işte;
Kanatlanıp gitmek dururken
Dört duvar içinde hap solursun
Yaşamak için bir neden ararken
Ölmek için bulursun
Söyle; taşı toprağı altın olmuş kaç yazar ?
Delik testi umutlarım, akar altından azar azar.
Söyle, neye yarar yaşamak altın bir kafeste
Bir yanım seni beklerken, diğeri bekler ölümü ağır ağır
Hayat bu işte;
Kanatlanıp gitmek dururken
Dört duvar içinde hap solursun
Yaşamak için bir neden ararken
Ölmek için bulursun
English Translation:
"Sometimes I say it'd be better if I could leave and go away
One Istanbul is inside me, I can't give up on it
Maybe one day you'll cross your bridges too
With burning it I can't break it down, and to rip it off I can't throw it away
That's life
When you spread your wings and try to fly!
Captured between four walls
While you're trying to find a reason to live
You find it for dying
Tell, what's the price if stone turns into gold?
Vessel is broken; my hopes are slowly flowing away
Tell, what's good about living in the cage of gold
While one half of me is waiting for you, the other half patiently waits for death."
http://www.youtube.com/watch?v=1DNTluuqsJc&feature=related
Bazen ben de terk edip gidebilsem keşke diyorum
İçimde bir İstanbul var ondan vazgeçemiyorum.
Belki sen de bir gün geçersin diye köprülerinden
Yakıp yıkamıyorum, koparıp da atamıyorum içimden
Hayat bu işte;
Kanatlanıp gitmek dururken
Dört duvar içinde hap solursun
Yaşamak için bir neden ararken
Ölmek için bulursun
Söyle; taşı toprağı altın olmuş kaç yazar ?
Delik testi umutlarım, akar altından azar azar.
Söyle, neye yarar yaşamak altın bir kafeste
Bir yanım seni beklerken, diğeri bekler ölümü ağır ağır
Hayat bu işte;
Kanatlanıp gitmek dururken
Dört duvar içinde hap solursun
Yaşamak için bir neden ararken
Ölmek için bulursun
English Translation:
"Sometimes I say it'd be better if I could leave and go away
One Istanbul is inside me, I can't give up on it
Maybe one day you'll cross your bridges too
With burning it I can't break it down, and to rip it off I can't throw it away
That's life
When you spread your wings and try to fly!
Captured between four walls
While you're trying to find a reason to live
You find it for dying
Tell, what's the price if stone turns into gold?
Vessel is broken; my hopes are slowly flowing away
Tell, what's good about living in the cage of gold
While one half of me is waiting for you, the other half patiently waits for death."
Lyrics: "Her Aşk Ölümü Tadacak" (Every Love Will Taste Death)
Her Aşk Ölümü Tadacak
http://www.youtube.com/watch?v=OhRXSo8kY4Y&feature=related
"Kimileri kaybolur unutulur hatta sesi bu şehirde
Bir gidenle, bir kalanın bilinir hikayesi
Kimileri hayattan mutlu sonlar çalar bu şehirde
Kiminin de bizim gibi yarım kalır hikayesi
Bir hüzün şehri ayırdı bizi
Ve bu son olmayacak
Gözyaşıyla beslediği
Her aşk ölümü tadacak
Ne dualar kurtarır bizi artık ne de zaman
Unutabilmek gerek bazen ağlamadan
Ne yeni bir aşk avutur bizi ne de geçmişin izi
Kabullenmek gerek bazen yenilgiyi
Bir hüzün şehri ayırdı bizi
Ve bu son olmayacak
Gözyaşıyla beslediği
Her aşk ölümü tadacak."
English Translation:
"Some people get lost and even their voice is forgotten in this city
The only story known, is of those ones who stay and leave
Some people steal happy endings from life in this city
For someone, like us, stays half of the story
A city of sadness separated us and it’ll not be the end
Every love fed with tears will taste death
No prayers can save us, nor can time
Sometimes you need to forget without regret
Neither new love can comfort us, nor mark of the past
Sometimes you must accept the defeat."
http://www.youtube.com/watch?v=OhRXSo8kY4Y&feature=related
"Kimileri kaybolur unutulur hatta sesi bu şehirde
Bir gidenle, bir kalanın bilinir hikayesi
Kimileri hayattan mutlu sonlar çalar bu şehirde
Kiminin de bizim gibi yarım kalır hikayesi
Bir hüzün şehri ayırdı bizi
Ve bu son olmayacak
Gözyaşıyla beslediği
Her aşk ölümü tadacak
Ne dualar kurtarır bizi artık ne de zaman
Unutabilmek gerek bazen ağlamadan
Ne yeni bir aşk avutur bizi ne de geçmişin izi
Kabullenmek gerek bazen yenilgiyi
Bir hüzün şehri ayırdı bizi
Ve bu son olmayacak
Gözyaşıyla beslediği
Her aşk ölümü tadacak."
English Translation:
"Some people get lost and even their voice is forgotten in this city
The only story known, is of those ones who stay and leave
Some people steal happy endings from life in this city
For someone, like us, stays half of the story
A city of sadness separated us and it’ll not be the end
Every love fed with tears will taste death
No prayers can save us, nor can time
Sometimes you need to forget without regret
Neither new love can comfort us, nor mark of the past
Sometimes you must accept the defeat."
Lyrics: "Evdeki Ses" (Home noise)
Evdeki Ses (Konuk:Alper Ağa(Cartel))
http://www.youtube.com/watch?v=8_pTZQ2a_no&feature=related
Evdeki ses, evdeki ses bam bam
Sene 2009, şamataya devam
Mikrofonda Alper Ağa, yanımda maNga
Hadi, hadi durma, hadi zıpla
Evdeki ses, evdeki ses bam bam
Mikrofonda Ferman, ter akıyor sırtımdan
Kolay değil böyle rapte yerinde durmak
Zıplamak, hoplamak, çılgın gibi bağırmak
İçimden geliyor vahşice kudurmak
İyi dinle gerçekler şimdi başlayacak
Uzun lafın kısası Ankara'da başladı
Melez bir manita yanıma yanaştı
Timberland ayakkabı, ceketi de Karlhart
Bırak bu ayakları hepsi bayat
Biraz laklak, şamata ve gürültü
Anlayın artık, Ferman işi götürdü
Sana mı gidelim, yoksa bana ?
Komşular görmesin, söyler hemen anama
Bir gecelik aşkta yirmi beş pozisyon
Fanfinifinfon seksi don
Bir, iki, üç, dört round sonra
Manita oldu mafiş, ben ise bomba
Bunca heyecana vallahi ki pes
Tez katıl bize sen de evdeki ses
Evdeki ses, kes stres yaratma
Hepimiz eğlenmeye geldik buraya
Bir, iki, ses kontrol, mikrofon elimde
Yaklaş çekinme, hele bi beni dinle
Beni adım Alper ama bana 'Ağa' derler Söylediğim sözler tır gibi ezer geçer
Aynı boks maçına benzer
İlk roundda knock out ve galip Alper
Karakan bomba gibi, 'niye' diye sorma Duyuyorsun işte direnme boşuna
Hoşuna gidiyor işte, boşuna inkar etme
Al sana Karakan ve maNga'dan bir hediye İleriye bak, geçmişe kafa takma
Bağır, çağır, tepin, zıpla, atla
İyice bir terle, iç bir soğuk ayran
Bizim gibi delilere her gün bayram
English Translation:
Home noise, home noise, bam bam
Ferman with the microphone, sweat's flowing from my back
It's not easy to stay calm with this kind of rap
Jumping, hopping, screaming like a maniac
Listen good, facts will start now
In a long summary, it started in Istanbul
A melez* (mixed-race) chick came near to me
A melez, all blood-red shoes n' jacket
Get rid of these feet, all's stale
Some dope, jinks n' noise
Get it now; Cem had a go at it
Shall we go to your place? Or mine?
Don't make my neighbors see it, they'll tell my mom in a snap
Twenty five position in one love-night, fan fini fin fon...
After one, two, three, four rounds
Chick got finished as I was the bomb
What an excitement, same as (playing) the bass I swear
Come on, you join us too; home noise
Home noise, home noise, bam bam
Home noise, cut it out, stop the noise
We all came here to have some fun
One, two, sound-check, microphone's in my hand
Approach, hold back and listen to me at last
His name is Alper but they call him Master
His spoken words crush as a truck
Passes exactly as some box match
Knock-out in the first round and the winner is Alper
Karakan is like a bomb, don't ask why
You know it already, don't resist for no reason
You're enjoying it, don't deny it
Take it, it's a present from maNga
Look forward, don't bother yourself with the past
Shout, sing, kick, jump and hop
Perfectly as a sweat and as a cold buttermilk
Every day is a holiday for crazy people like us
http://www.youtube.com/watch?v=8_pTZQ2a_no&feature=related
Evdeki ses, evdeki ses bam bam
Sene 2009, şamataya devam
Mikrofonda Alper Ağa, yanımda maNga
Hadi, hadi durma, hadi zıpla
Evdeki ses, evdeki ses bam bam
Mikrofonda Ferman, ter akıyor sırtımdan
Kolay değil böyle rapte yerinde durmak
Zıplamak, hoplamak, çılgın gibi bağırmak
İçimden geliyor vahşice kudurmak
İyi dinle gerçekler şimdi başlayacak
Uzun lafın kısası Ankara'da başladı
Melez bir manita yanıma yanaştı
Timberland ayakkabı, ceketi de Karlhart
Bırak bu ayakları hepsi bayat
Biraz laklak, şamata ve gürültü
Anlayın artık, Ferman işi götürdü
Sana mı gidelim, yoksa bana ?
Komşular görmesin, söyler hemen anama
Bir gecelik aşkta yirmi beş pozisyon
Fanfinifinfon seksi don
Bir, iki, üç, dört round sonra
Manita oldu mafiş, ben ise bomba
Bunca heyecana vallahi ki pes
Tez katıl bize sen de evdeki ses
Evdeki ses, kes stres yaratma
Hepimiz eğlenmeye geldik buraya
Bir, iki, ses kontrol, mikrofon elimde
Yaklaş çekinme, hele bi beni dinle
Beni adım Alper ama bana 'Ağa' derler Söylediğim sözler tır gibi ezer geçer
Aynı boks maçına benzer
İlk roundda knock out ve galip Alper
Karakan bomba gibi, 'niye' diye sorma Duyuyorsun işte direnme boşuna
Hoşuna gidiyor işte, boşuna inkar etme
Al sana Karakan ve maNga'dan bir hediye İleriye bak, geçmişe kafa takma
Bağır, çağır, tepin, zıpla, atla
İyice bir terle, iç bir soğuk ayran
Bizim gibi delilere her gün bayram
English Translation:
Home noise, home noise, bam bam
Ferman with the microphone, sweat's flowing from my back
It's not easy to stay calm with this kind of rap
Jumping, hopping, screaming like a maniac
Listen good, facts will start now
In a long summary, it started in Istanbul
A melez* (mixed-race) chick came near to me
A melez, all blood-red shoes n' jacket
Get rid of these feet, all's stale
Some dope, jinks n' noise
Get it now; Cem had a go at it
Shall we go to your place? Or mine?
Don't make my neighbors see it, they'll tell my mom in a snap
Twenty five position in one love-night, fan fini fin fon...
After one, two, three, four rounds
Chick got finished as I was the bomb
What an excitement, same as (playing) the bass I swear
Come on, you join us too; home noise
Home noise, home noise, bam bam
Home noise, cut it out, stop the noise
We all came here to have some fun
One, two, sound-check, microphone's in my hand
Approach, hold back and listen to me at last
His name is Alper but they call him Master
His spoken words crush as a truck
Passes exactly as some box match
Knock-out in the first round and the winner is Alper
Karakan is like a bomb, don't ask why
You know it already, don't resist for no reason
You're enjoying it, don't deny it
Take it, it's a present from maNga
Look forward, don't bother yourself with the past
Shout, sing, kick, jump and hop
Perfectly as a sweat and as a cold buttermilk
Every day is a holiday for crazy people like us
Lyrics: "Cevapsız Sorular" (The Unanswered Questions)
Cevapsız Sorular
http://www.youtube.com/watch?v=AyeCPNE77go&feature=related
Birden Ay ışığını kesti
Bir de Sen çok değiştin
Yaşananlar hiç yaşanmamış gibi
Söylenenler hiç söylenmemiş gibi
Birde Sen karşıma geçtin
Başka biri var, biri var dedin
İnanamadım gittiğine,inanamadım gittiğine..
Ne sen baktın ardına ne ben
Hep ayrı yollarda yürüdük
Sustu bu gece, karardı yine ay
Kaldı geriye cevapsız sorular
Uyandığında onu ilk kim görecek
Bıraktığım düşü kim büyütecek?
Her sabah kaybolup giden
Bir rüya gibi oldun artık gecelerimi bekleyen;
Gündüzlerimi zehir eden..
Ne sen baktın ardına ne ben
Hep ayrı yollarda yürüdük
Sustu bu gece, karardı yine ay
Kaldı geriye cevapsız sorular
Uyandığında onu ilk kim görecek
Bıraktığım düşü kim büyütecek?
English Translation:
Suddenly the moon cut its light
And you've changed so much
Like experiences had never happened
Like words were never spoken
And you came to me
You told '' There's someone else...''
I couldn't believe that it's over
I couldn't believe that you're gone
Neither you looked back, nor did I
We've always walked on different paths
Night was silent, moon got dark again
Only unanswered questions were left
Who'll be the first one to see her waking up?
Who will pick up the dream I’ve dropped?
You became like a dream
That disappears every morning
That waits for me in my nights
That poisons my days.
http://www.youtube.com/watch?v=AyeCPNE77go&feature=related
Birden Ay ışığını kesti
Bir de Sen çok değiştin
Yaşananlar hiç yaşanmamış gibi
Söylenenler hiç söylenmemiş gibi
Birde Sen karşıma geçtin
Başka biri var, biri var dedin
İnanamadım gittiğine,inanamadım gittiğine..
Ne sen baktın ardına ne ben
Hep ayrı yollarda yürüdük
Sustu bu gece, karardı yine ay
Kaldı geriye cevapsız sorular
Uyandığında onu ilk kim görecek
Bıraktığım düşü kim büyütecek?
Her sabah kaybolup giden
Bir rüya gibi oldun artık gecelerimi bekleyen;
Gündüzlerimi zehir eden..
Ne sen baktın ardına ne ben
Hep ayrı yollarda yürüdük
Sustu bu gece, karardı yine ay
Kaldı geriye cevapsız sorular
Uyandığında onu ilk kim görecek
Bıraktığım düşü kim büyütecek?
English Translation:
Suddenly the moon cut its light
And you've changed so much
Like experiences had never happened
Like words were never spoken
And you came to me
You told '' There's someone else...''
I couldn't believe that it's over
I couldn't believe that you're gone
Neither you looked back, nor did I
We've always walked on different paths
Night was silent, moon got dark again
Only unanswered questions were left
Who'll be the first one to see her waking up?
Who will pick up the dream I’ve dropped?
You became like a dream
That disappears every morning
That waits for me in my nights
That poisons my days.
Lyrics: "Dünyanın Sonuna Doğmuşum" (I was born at the edge of the world)
Dünyanın Sonuna Doğmuşum
http://www.youtube.com/watch?v=GREiS9KXhik&feature=related
Naber bak, bende dert yok tasa yok
Mutluyum artık bir beynim yok
Dikmişim ekrana gözlerimi
Başka da bir ihtiyacım yok
Kişisel neyim kaldı ki bir iletim olsun
Tıklana tıklana her şeyim ortada
Atın ölümü arpadan olsun
Her yiğit gibi benimki de meydanda
Tıklama konusu ayrı bir dava
Mahkemelerde görülüyor hala
Namusu bacak arasında ararım
Dişi sinek bile görsem laf atarım
Çakma makma, üçe beşe bakmam
Önüm, arkam, sağım solum markam
Bana pastamı verin, ekmeğe gerek yok
Ben tüketmeden var olamam
Ayna, ayna hadi söyle benden daha gamsızı var mı?
Ayna, ayna hadi söyle benden daha arsızı var mı?
Dünyanın sonuna doğmuşum
Ya da ölmüşüm de haberim yok
İyi bilirdik derler elbet ardımdan
Bundan büyük bir yalan yok
Yok , bundan büyük yalan yok
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın
Dedikodu yapar, keyfime bakarım
Ağzımda sakız, elimde çanta
Fink atarım kaldırımlarda
Bağlanmaya sonuna kadar karşıyım
Ama dizilerimden beni ayırmayın
Değişir dünyam bir tuşla uzaktan
Elimdeki kumandam hayatıma kumandan
Yeni bir kart verdi bugün bankam
Puanlarım artık en büyük kankam
Olmasa da cebimde beş kuruş para
Cebimdeki telefon on numara
“Bak kızım, yedi kocalı hürmüz gibi dolan
Ama ailemizin kızı gibi davran,
Seni alacak biri de bulunur elbet
En kolay parayı hep sen kazan”
Ayna, ayna hadi söyle benden daha gamsızı var mı?
Ayna, ayna hadi söyle benden daha arsızı var mı?
Dünyanın sonuna doğmuşum
Ya da ölmüşüm de haberim yok
İyi bilirdik derler elbet ardımdan
Bundan büyük bir yalan yok
Yok , bundan büyük yalan yok
Sıkıldım çok, her dakika düşünmekten üzülmekten
Artık yok, kalmadı gücüm düşmekten yenilmekten
Pişmanım erken vazgeçmekten kendimden
Bu alem geçmiş kendinden
Ne gelir elden?
English Translation:
What’s up! Look, I have no problems and no concerns
I’m happy; I don’t have a brain anymore
I set my eyes on the TV screen
And I don’t need anything else
The only "personal" thing left of me is just a “p.m.”
My everything gets to Public by clicking
I know it’s bad but I like it
Like every night, mine’s in Arena too
The clicking subject is another lawsuit
It’s still seen on Courts
I search an honor (virginity) between the legs
Even if I see some chick, I throw out few words
Without faking, I don’t look for modesty
My front, back, right and left are my brand
Give me my cake, there’s no need for bread
I can’t exist without spending
Mirror, mirror, come on, tell me is there anyone more unworried than me?
Mirror, mirror, come on, tell me is there anyone more shameless than me?
I’m born at the edge of the world
Or I’ve died, I don’t know
After me they’ll say: We knew good
There’s no bigger lie than this
No, there’s no bigger lie than this
The snake that doesn’t touch me can live forever as I’m concerned
Making gossips, I try to enjoy
Chewing gum in my mouth, bag in my hand
On a walkway I nose around for a bit
I’m totally against being committed to someone
But don’t you separate me from my TV series
My world changes by pressing a key from afar
The remote control in my hand is a commander to my life
My bank gave me a new card today
My scores are no longer my biggest dudes
Even if I don’t have a penny in my pocket
My cell phone is a pure A
Look girl; walk around like Hurmuz with seven husbands
But act like a family girl
And someone will appear who’ll take (marry) you
You always get the easiest money
I’m so bored of constant thinking, of feeling bad
No more strength left from falling down and getting defeated
I regret for giving up on myself so early
This world has lost itself
What can we do?
http://www.youtube.com/watch?v=GREiS9KXhik&feature=related
Naber bak, bende dert yok tasa yok
Mutluyum artık bir beynim yok
Dikmişim ekrana gözlerimi
Başka da bir ihtiyacım yok
Kişisel neyim kaldı ki bir iletim olsun
Tıklana tıklana her şeyim ortada
Atın ölümü arpadan olsun
Her yiğit gibi benimki de meydanda
Tıklama konusu ayrı bir dava
Mahkemelerde görülüyor hala
Namusu bacak arasında ararım
Dişi sinek bile görsem laf atarım
Çakma makma, üçe beşe bakmam
Önüm, arkam, sağım solum markam
Bana pastamı verin, ekmeğe gerek yok
Ben tüketmeden var olamam
Ayna, ayna hadi söyle benden daha gamsızı var mı?
Ayna, ayna hadi söyle benden daha arsızı var mı?
Dünyanın sonuna doğmuşum
Ya da ölmüşüm de haberim yok
İyi bilirdik derler elbet ardımdan
Bundan büyük bir yalan yok
Yok , bundan büyük yalan yok
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın
Dedikodu yapar, keyfime bakarım
Ağzımda sakız, elimde çanta
Fink atarım kaldırımlarda
Bağlanmaya sonuna kadar karşıyım
Ama dizilerimden beni ayırmayın
Değişir dünyam bir tuşla uzaktan
Elimdeki kumandam hayatıma kumandan
Yeni bir kart verdi bugün bankam
Puanlarım artık en büyük kankam
Olmasa da cebimde beş kuruş para
Cebimdeki telefon on numara
“Bak kızım, yedi kocalı hürmüz gibi dolan
Ama ailemizin kızı gibi davran,
Seni alacak biri de bulunur elbet
En kolay parayı hep sen kazan”
Ayna, ayna hadi söyle benden daha gamsızı var mı?
Ayna, ayna hadi söyle benden daha arsızı var mı?
Dünyanın sonuna doğmuşum
Ya da ölmüşüm de haberim yok
İyi bilirdik derler elbet ardımdan
Bundan büyük bir yalan yok
Yok , bundan büyük yalan yok
Sıkıldım çok, her dakika düşünmekten üzülmekten
Artık yok, kalmadı gücüm düşmekten yenilmekten
Pişmanım erken vazgeçmekten kendimden
Bu alem geçmiş kendinden
Ne gelir elden?
English Translation:
What’s up! Look, I have no problems and no concerns
I’m happy; I don’t have a brain anymore
I set my eyes on the TV screen
And I don’t need anything else
The only "personal" thing left of me is just a “p.m.”
My everything gets to Public by clicking
I know it’s bad but I like it
Like every night, mine’s in Arena too
The clicking subject is another lawsuit
It’s still seen on Courts
I search an honor (virginity) between the legs
Even if I see some chick, I throw out few words
Without faking, I don’t look for modesty
My front, back, right and left are my brand
Give me my cake, there’s no need for bread
I can’t exist without spending
Mirror, mirror, come on, tell me is there anyone more unworried than me?
Mirror, mirror, come on, tell me is there anyone more shameless than me?
I’m born at the edge of the world
Or I’ve died, I don’t know
After me they’ll say: We knew good
There’s no bigger lie than this
No, there’s no bigger lie than this
The snake that doesn’t touch me can live forever as I’m concerned
Making gossips, I try to enjoy
Chewing gum in my mouth, bag in my hand
On a walkway I nose around for a bit
I’m totally against being committed to someone
But don’t you separate me from my TV series
My world changes by pressing a key from afar
The remote control in my hand is a commander to my life
My bank gave me a new card today
My scores are no longer my biggest dudes
Even if I don’t have a penny in my pocket
My cell phone is a pure A
Look girl; walk around like Hurmuz with seven husbands
But act like a family girl
And someone will appear who’ll take (marry) you
You always get the easiest money
I’m so bored of constant thinking, of feeling bad
No more strength left from falling down and getting defeated
I regret for giving up on myself so early
This world has lost itself
What can we do?
Lyrics: Beni Benimle Bırak (Leave Me Alone)
"Beni Benimle Bırak"
http://www.youtube.com/watch?v=0pfiPQt5x3Y&feature=related
Al bu dünya al senin olsun
Benim hiç gözüm yok hepsi senin olsun
Ama son bir dileğim var senden
Su gaybana dünyada varını yogunu al
hepsini al da !
Beni benimle bırak
Beni benimle bu cehennemde
Ruhumdan senden cok uzak
Yabancıyım senin cennetine
Al bu dünya al senin olsun
Ne olur benden artık uzak dur
Bir günahın varsa işledigim
O benim borcumdur
Sen varını yogunu al
Hepsini al da!
Beni benimle bırak
Beni benimle bu cehennemde
Ruhumdan senden cok uzak
Yabancıyım senin cennetine
Beni benimle bırak
Beni benimle bu cehennemde
Ruhumdan senden cok uzak
Yabancıyım senin cennetine
English Translation:
Take this world, take, and make it yours
I don't need it at all, make it all yours
But I have my last wish from you, on this damn world
Take what you have and what you don’t, take it all
Leave me alone with myself
Leave me alone in this Hell
My soul is far away from you
I'm a stranger for you Heaven
Take this world, take, and make it yours
Whatever happens, stay far away from me
If I have a sin I’ve made, it is my debt
You take what you have and what you don’t, take it all
http://www.youtube.com/watch?v=0pfiPQt5x3Y&feature=related
Al bu dünya al senin olsun
Benim hiç gözüm yok hepsi senin olsun
Ama son bir dileğim var senden
Su gaybana dünyada varını yogunu al
hepsini al da !
Beni benimle bırak
Beni benimle bu cehennemde
Ruhumdan senden cok uzak
Yabancıyım senin cennetine
Al bu dünya al senin olsun
Ne olur benden artık uzak dur
Bir günahın varsa işledigim
O benim borcumdur
Sen varını yogunu al
Hepsini al da!
Beni benimle bırak
Beni benimle bu cehennemde
Ruhumdan senden cok uzak
Yabancıyım senin cennetine
Beni benimle bırak
Beni benimle bu cehennemde
Ruhumdan senden cok uzak
Yabancıyım senin cennetine
English Translation:
Take this world, take, and make it yours
I don't need it at all, make it all yours
But I have my last wish from you, on this damn world
Take what you have and what you don’t, take it all
Leave me alone with myself
Leave me alone in this Hell
My soul is far away from you
I'm a stranger for you Heaven
Take this world, take, and make it yours
Whatever happens, stay far away from me
If I have a sin I’ve made, it is my debt
You take what you have and what you don’t, take it all
Lyrics: Şehr-i Hüzün albüm
INSTRUMENTAL
Gün Doğumu (Konuk:Tuluyhan Uğurlu)
http://www.youtube.com/watch?v=r_czDH4aSWg
Şehr-i Hüzün
http://www.youtube.com/watch?v=xs43RioQozs&feature=related
Gecenin Ritmi
http://www.youtube.com/watch?v=Ah6dSdPYVkQ&feature=related
Kaçamak Faslı
http://www.youtube.com/watch?v=5r2kzGCwbus&feature=related
Gün Batımı
http://www.youtube.com/watch?v=0aHgMlrP3QY&feature=related
Gün Doğumu (Konuk:Tuluyhan Uğurlu)
http://www.youtube.com/watch?v=r_czDH4aSWg
Şehr-i Hüzün
http://www.youtube.com/watch?v=xs43RioQozs&feature=related
Gecenin Ritmi
http://www.youtube.com/watch?v=Ah6dSdPYVkQ&feature=related
Kaçamak Faslı
http://www.youtube.com/watch?v=5r2kzGCwbus&feature=related
Gün Batımı
http://www.youtube.com/watch?v=0aHgMlrP3QY&feature=related
Lyrics: Raptiye Rap Rap
Raptiye Rap Rap - 4:14
http://www.youtube.com/watch?v=95ohAn4wMww
"Hanimini hüppen dezigi banna rap rap
Tefeşle kayyüş illede kıtmir rap rap
Alavere dalavere kim ala da kim vere rap rap
Köşeleri möşeleri dön baba dönelim rap rap
Raptiye rap rap zaptiye zap zap rap rap
N’aber nitekim gene geldi şapka rap rap
Ben sana hayran
Sen cama tırman
Yok içmeye bir şişe bile ayran
Nene gerek senin taht-ı revan
Maaşta gırtlak gırtlak gırtlağa rap rap
Bir de kitap okuyor bakın şu çatlağa rap rap
Liberal, miberal malı kap, götür al rap rap
Eriyor liralar, mark kap,dolar al rap rap
Bul bir kaşalot toriğini işlet rap rap
Bir koy üç al üçünüde beşlet rap rap
Raptiye rap rap zaptiye zap zap rap rap
N’aber nitekim gene geldi şapka rap rap
Üf baba bu ne be fotoğraf makinesi
U, a, u, a, u, a
Lambada markası
Ben sana hayran
Sen cama tırman
Yok içmeye bir şişe bile ayran
Nene gerek senin taht-ı revan
Şarkıyı burda yasaklasak da mı saklasak
Oh George
Şarkıyı yoksa yasaklamasak da mı saklasak
Oh George
Hanimini hüppen dezigi banna rap rap
Tefeşle kayyüş illede kıtmir rap rap
Raptiye rap rap zaptiye zap zap rap rap
N’aber nitekim gene geldi şapka rap rap."
No English translation available for the moment.
Lyrics: Kandırma Kendini (Don't fool/deceive yourself)
Kandırma Kendini (Don't fool/deceive yourself) - 3:59
http://www.youtube.com/watch?v=z5dwxNnW3Ec
(This is a special video, because the song cannot be found on the album itself. It is featured as one of the two bonus songs of the re-release of the album, entitled maNga+).
"Yanlızlığın doldururken içimi
izlerim yavaşça gidişini
görüyorum rüyanın bitişini
karanlığın içine usulca sinişini
günler,haftalar,aylar geçiyor
acı veren gerçek her gün sensiz doğuyor
bir el var sanki beni yavaşça boğuyor
acı veren gerçek her gün sensiz doğuyor
sen aslındasen delisin
sendeki bende ben değilim
bir sen var bende
senden farklı
bir ben var sende
benden ayrı
(kandırma kendini)
kabul et artık oda tıpkı senin gibi sürdürüyor insan denilen neslini
kırıyor,vuruyor,yıkıyor,döküyor,söküyor,alıyor,kaçıyor,gidiyor
arar,sorar belki bulursun
bulunca elbet durulursun
en sonunda gururuna
kapılıp gider kaybolursun
belkide hislerim oldu bir saplantı
yavaşça öldüren bir bulantı
acılarla dolu pis bir kalıtı
bitmez oldu lanet olası bu takıntı
günler,haftalar,aylar geçiyor
acı veren gerçek her gün sensiz doğuyor
bir el var sanki beni yavaşça boğuyor
acı veren gerçek her gün sensiz doğoyor
sen aslında sen delisin
sendeki bende ben değilim
bir sen var bende
senden farklı
bir ben var sende
benden ayrı
(kandırma kendini)
kabul et artık oda tıpkı senin gibi sürdürüyor insan denilen neslini
kırıyor,vuruyor,yıkıyor,döküyor,söküyor,alıyor,kaçıyor,gidiyor
arar sorar belki bulursun
bulunca elbet durulursun
en sonunda gururuna
kapılıp gider kaybolursun...
manga delisi ASSAL MALEK AL TOCARİ."
English Translation:
"Loneliness is filling me up inside
As I slowly watch you leave
And see the end of a dream
As darkness enters your heart
Maybe my emotions are just an obsession
Sickness that kills you slowly
Dirty remains full of pain
This damned obsession never ends
Days, weeks, months pass by
Every day there comes without you a painful reality
As if there were a hand, slowly choking me
Every day there comes without you a painful reality
In fact you are not yourself
And the one inside you is not me
You inside me’s different from you
Me inside you’re different from me
Do not deceive yourself
Accept it, it’s just like you
Mankind keeps on living,
Breaking, hitting, demolishing, pouring out,
Pulling out, taking, fleeing, leaving…
You seek, you ask, maybe you’ll find it
Having found, you’ll definitely stop
In the end into your pride you’ll lock up
Leave and forever be gone."
Lyrics: İtildik (We've Been Thrown Away)
İtildik (We've Been Thrown Away) – 3:25
http://www.youtube.com/watch?v=SbZiFodQWxo
"Bir kez daha kazık yedik bekledik
Durduk mal gibi, gene güvendik,
Gene inandık, gene sevindik
Umutsuzluğa düşünce bile direndik
Engel tanımayıp yolumuza devam ettik derken,
Bir şeyi geç anladık;
Meğer asıl engel bunca zaman inandığımız insanlarmış...
Farkettik
Gene kazık yedik, gene güvendik,
Bütün düşler boşuna merdiveni olmayan bir kuyuya itildik, itildik, itildik, biz itildik!
Tam inandık, tam güvendik, tam sevindik
Derken vurdular bizi
Tam inandık, tam güvendik, tam sevindik
Derken kovdular bizi
Sonra bir kez daha kazık yedik bekledik
Beraber uçacağız dendi gene sevindik,
Gene inandık, gene güvendik
Artık umutsuzluğa düşer gibi değildik.
Engel tanımayıp, her şeyin üstünden uçacağız derken,
Bir şeyi geç anladık;
Meğer asıl engel, taktığımız sahte kanatlarmış...
Farkettik.
Gene kazık yedik, gene güvendik,
Bütün düşler boşuna merdiveni olmayan bir kuyuya itildik, itildik, itildik, biz itildik!"
English Translation:
"We've Been Thrown Away
We were cheated again, we waited,
We waited so naively, honestly, we trusted
Again, we believed, again, we felt happy
Despite sinking into despair, we resisted.
Saying that we didn’t know any difficulties, we carried on,
We understood something late
But it seems so the real obstacle was the people we believed in…
We understood it
We were cheated again; we trusted again, all dreams are in vain,
We were thrown into a pit without stairs.
We were thrown away, thrown away, thrown away!
We believed, we trusted, we felt happy
And just as we said this they hit us
We believed, we trusted, we felt happy
And just as we said this they got rid of us
Then we were cheated once again, we waited,
We were told we’d fly together again, we felt happy again,
Again, we believed, again we trusted,
This time we weren’t about to fall into despair
Saying that despite any difficulties we’ll fly above everything,
We understood something late
It seems that the real obstacle was our fake wings
We understood.
We were cheated again, we trusted again,
All dreams are in vain, we were thrown into a pit without stairs.
Thrown, thrown and thrown away!"
Lyrics: Dursun Zaman (Time should stop)
Dursun Zaman (Time should stop) (Vocal: Göksel) – 4:50
http://www.youtube.com/watch?v=upini6bZKRU&feature=related
"Her sabah doğan güneş
Bir sabah doğmaz oldu
Elleri ellerimden
Kayıp giden yıldız oldu
Gülünce ışık saçan
O gözler yaşla doldu
Ağlama duymaz artık
Bir varmış, bir yok oldu
Giderken bıraktığı
Bütün renkler siyah oldu
Üzülme anla artık
Belki de huzur buldu
Dursun zaman, dursun diyorsun da
Oyun değil ki yaşamak
Sen inanmasan da bir son var anla
Herkese inat
Duysun seni dönsün diyorsun da
Oyun değil ki yaşamak
Yok bir çaren anla,
Sakın uyanma yıllara inat."
English Translation:
"Time should stop
The sun that rises every morning
One day did not rise
Her hands slipped out of mine
And turned into a shining star
She smiled and while spreading her light
Those eyes were filled with tears
Don’t cry, she won’t hear anymore
Once upon a time she lived…
As she went away, all the colors
She left behind turned black
Don’t be sad, understand,
Maybe she found peace
Even if you say time should stop
Life is not a game
Even if you don’t believe
You must understand:
Everything has got an end
However you resist
Even if you wish she heard you
Even if you wish she returned
Life is not a game
You’ve got no remedy, understand,
Never wake up, however years go by."
Lyrics: Sakın Bana Söyleme (Don't you dare tell me)
Sakın Bana Söyleme (Don't you dare tell me) – 4:39
http://www.youtube.com/watch?v=UXI2PGjgzWw&feature=related
"Kurtar, beni bu derin kör kuyudan
Tut elimi, çek beni, koyma beni bir başıma
Gitme geriye, dönme evine, geriye, etme eyleme
Bu bir ağıttır sen gidince söylenen
Lütfen, son kez olsun dinle beni
Unut artık olup biteni, yalvarırım lütfen
Bir şansım daha olmalı, senin içinde gizlenen
Bir şansım daha olmalı, bu sona boyun eğmeyen
Kurtar, ver elini uzat bana
Kırma benim kalbimi, yalvarırım lütfen
Bu bir ağıttır benim içimde gizlenen
Bu bir ağıttır sen gidince söylenen
Kurtar, beni bu gecenin karanlığından
Dibini bile göremediğim, kahrolası boşluktan
Gitme, verme başka birine, versen bile söyleme,
Sakın bana söyleme, yapsan bile söyleme
Ben miydim senin peşinden gelen ?
Sendin karşıma geçip diz çöken
Kadın mı sandın kendini birden ?
Kaçan sen oldun kovalayan ben
Daha ne kadar sana yalvaracağım be pislik ?!
Kadın mı sandın sen kendini bilmeden ?!"
English Translation:
"Don't you dare tell me
Save me from this abysmal blind pit
Take my hand, pull me out, don’t leave me, stay
Don’t go back, don’t go home, don’t do it
This is a mourning done when you’ve gone away
Listen to me just once, please
Forget it now, what’s done is done, I plead
I have to have another chance, hidden inside you
I have to have another chance, don’t accept this end
Save me, give me your hand, reach out to me
Don’t break my heart, to you I pray
This is mourning, hidden inside me
This is a mourning done when you’ve gone away
Save me from the darkness of this night
I can’t see its end, save me from the emptiness in me
Don’t go, don’t give yourself to another, if you do, don’t tell me
Never tell me, even if you do don’t tell me
Was it me who followed you?
You were the one who came to me begging
Did you once think you were a woman?
You were the one running away, I was the one following
How long shall I keep begging to you, damn it,
Did y’ think you were a woman not even knowing you."
Lyrics: İz Bırakanlar Unutulmaz (Those making deep impression aren't forgotten)
İz Bırakanlar Unutulmaz (Those making deep impression aren't forgotten) (Vocal: VEGA) – 4:10
http://www.youtube.com/watch?v=QR5MWtnNRWA&feature=related
"Bir kız vardı güzeldi sanki ve senindi
Gözlerinde saklı bir belki ve senindi
O çocuk var ya o sendin sanki ve deliydi
Uyusaydı büyürdü belki, ve deliydi
O çocuk var ya o sendin sanki ve deliydi
Derdi ki yarın bitermiş her şey ve bitti
Bir ev vardı küçüktü belki ve bizimdi
Odalarda ışık yüzerdi sanki ve bizimdi
O ev vardı ya bizimdi ama bir gün
Hiç doğamadı güneş ve her şeyi bitirdi
(Anladı birgün bitermiş her şey ve bitti)
Ver ver ateşe ver bizi
Bir iz bırak burada
İz bırakanlar unutulmaz
Ver ver ateşe evimizi
Bir iz bırak burada
İz bırakanlar unutulmaz."
English Translation:
"Those making deep impression aren't forgotten
There was a girl, beautiful maybe, and she was yours
A secret in her eyes maybe, and she was yours
There was a kid, maybe it was you, and was mad
If he'd slept maybe he would have grown up, and was mad
There was a kid, maybe it was you, and was mad
He said tomorrow everything would end, and it did
(He understood one day everything would end, and it did)
There was a house, small maybe, and it was ours
There was light in the rooms’ maybe, and it was ours
There was that house; it was ours, but one day
The sun couldn't rise and he ended everything
Throw, throw us into the flames
Leave a sign here
Those making deep impression aren't forgotten
Give; give our house to the flames
Leave a sign here
Those making deep impression aren't forgotten."
Lyrics: Libido (Libido)
Libido (Libido) – 3:02
http://www.youtube.com/watch?v=qcFqkr2zNaE
"Kolay geliyor değil mi herşey sana ?
Yıkmak dökmek vurmak ona buna
İçiyoruz herşeyi içiyoruz doya doya
Ayak uydur sen de sen de hadi, hadi bana
Yeni jenerasyon geliyor adı X
Ne kadar da hoş ne kadar da ciks
Alternatif gençlik şimdi ayakta
Zıplamaya hazırsan durma zıpla
Zıpla, durma
Kızıl mı kızıl kızıl saçlar
Ayağında üç çizgi üç çizgi pabuçlar
Tanıdık geliyor bu tavırlar
Zıplamaya hazırsan durma zıpla
Pantolonunda var uzun bir zincir
Gözleri de sanki bir çilingir
İstediğin kalbi aç, kolayca gir
Al sana pogo durma delir
Zıpla, durma
Alıyoruz sorgulamadan
Yaşıyoruz anlayamadan
Sahip olduklarımız
Bize sahip oluyorlar
Zıpla, durma... DUR."
English Translation:
"Everything comes easily to you, isn’t it?
Destroying, beating up this ’n’ that
We take everything, without a stop
Follow me, come on
There’s a new generation coming, it’s name’s X
How pleasant, how trendy
The alternative youth is ready
If you want to bounce don’t stop, do it!
Your hair so damn scarlet red
Three-striped shoes on your feet
We know this behavior very well
If you want to bounce don’t stop, do it!
There’s a long chain on your pants
Its loops looking like a padlock
Open whichever heart you want, easily enter
Do your pogo, don’t stop, and go out of your mind
Bounce, don’t stop
We take everything without ever asking
We live our life without understanding
The things we owned
Began to own us
Bounce, don’t stop….. STOP."
Lyrics: Yalan (Lie)
Yalan (Lie) – 5:27
http://www.youtube.com/watch?v=9_mUVol4mEY&feature=related
"Elimde saç tokan
Güneş misali mis kokan
Bıraktığın tek parçan
Bir de kocaman bir yalan
Affedilmek istemedin
Nefretimi bekledin
Seni senden başka
Kimse, kimse, kimse affedemez
Bazı şeyler için
İyi olmak yetmiyormuş
Sevilmek için, aşk için
İyi olmak yetmiyormuş
Aşk biraz palavradır
Biraz da aşna, aşna fişna
Biraz da yalandandır
Sevmek birisini ömür boyu
Platonik olma, değmez ona, yazık sana
Aslında hepsi yalan, yalan dolan, herşey yalan
Aşk sevmek değil yalan, yalan dolan her şey, yalan, yalan dolan."
English Translation:
"Your hairpin in my hands
Smelling like sunshine
The only thing you left behind
And an enormous lie
You didn't want to be forgiven
You expected my hatred
Nobody else but you
Nobody, nobody else can forgive you
For some things
It was not enough to be good
For love, to be loved
It was not enough to be good
Love is like baloney
And a little coquetry
And some little lie as well
To love someone throughout a lifetime
Don't be upset, she's not worth, sorry for you
Really, all is a lie; everything is a lie, filled with lying
Not love, not affection, a lie, everything is a lie, filled with lying."
Subscribe to:
Posts (Atom)